...Hazan Makamı...

...Hazan Makamı...
Şüphesiz şiirin bir kısmında hikmet vardır.

...Fikir Sancısı...

...Fikir Sancısı...
Duyun bir yerlerde biri sözlerle vurulmuş.

...Tavan Arası...

...Tavan Arası...
Yolu Dünyadan Geçen Her Kelimenin Mekanı.

...Kitaba Dair...

...Kitaba Dair...
Okumalarımdan Arda Kalan ve Kitaplara Dair Her Şey.

Dağın Ardına Bakmak

22 Nisan 2011 Cuma

DAĞIN ARDINA BAKMAK / BEJAN MATUR
Bu kitabı okumak benim için bir yüzleşme gibiydi, belki de o sebeple hem okumayı çok arzu ettim hem de bir o kadar çekindim,zira yazar empati yapmamız adına bu kitabı kaleme almıştı ve ben dağın ardındakilere hak vermekten çekindim.Dağın ardındaki insanlar benim için nefret nazarıma muhatap olabilecek insanlardı sadece ,empati yapılacak bir yan yoktu ve suçlu idiler binlerce masumu katlettikleri için.Kitabı okuduğumda dağın ardındakileri temize çıkarmadı yine de ,katil her şartta sebebi ne olursa olsun katildi.

Düşünmeye sevk eden ise bu insanların yaşam nehrini n tersine akmasını sağlayan sistematik zulümdü. Toplumsal mekanizmalar toplumu şekillendirirken insanın insan olduğunu unutuyor diye düşündüm ben de. Kürtçeden başka bir dil bilmeyen annesi ile konuşurken kaldığı devlet yurdunda telefon konuşması kesilen ve annesi ile arasına kuralların girdiği bir sistematiği insanlık adına vicdanım asla kabul etmedi, kendi annemi düşündüm ve konuşamadığım her zaman diliminde nasıl bir nefretle dolabileceğimi tasavvur ettim.Belki de bu nefretti Rewan’ın soğuktan donan el ve ayak parmaklarının arkadaşı tarafından kesilerek bir zeytinyağı kutusuna  doldurulmasını soğuk kanlılıkla izleyebilmesini sağlayan.Düşündüm de insaniyetten uzak her yaklaşım, dilinin ve dininin, renginin ne olduğunu düşünmeksizin insana zulümden başka bir şey değildi.

Bedel ödemek kavramı etrafında dönüp duran bir “hareketi”n  neyin bedelini ödediğini  anlamakta zorlandım, zira yaşam hakkı insanlara Allah tarafından bahşedilmişti. Kim neyin yaşam hakkını insanlardan almak adına dağın ardına sığınıyordu.

Sorguladığım kendi vicdanım oldu, merhametten nasibini almamış her tutumun farkında olmadan kimleri uçurumun kenarında beklemeye sevk ettiğini düşündüm.Sonra zulme uğrayan insanların zulmederek nasıl mazlum sıfatından zulmeden sıfatına muhatap kılındığına dikkat kesildim.Hz.Ali’nin ”İyi ki zulmedenlerden olmadım.”  sözünün ehemmiyetini bir kez daha kavramış oldum ve birbirini anlayamayan insanların arasındaki uçurumlara nefret ve şiddet doldurulduğuna karar verdim.

Ve şimdi ben anlamaya niyet ettim, düşünemediğim,konuşamadığım ve engellendiğim her olayın bende ne denli büyük fırtınalara sebebiyet verdiğini düşündüm.Bunun için anlamaya,dinlemeye niyet ettim, iyi niyetimin bir çok kez yanlış anlaşıldığını ve beslenen nefretten dolayı yadırgandığım ve bir türlü kabul görmediğim zamanlarımda oldu.Kırılmadım çünkü biliyorum dinlemedi,çünkü biliyorum anlamadı ve kırılmadıklarını arzu ediyorum zira dinlemedim zira anlamadım.

Bizi birleştiren unsur insan oluşumuz, ağlayabiliyor oluşumuz ve tüm katılığımıza rağmen merhametle kuşatılmış oluşumuz.Bizleri bu ayrılığa getiren nasıl insanlıktan uzak kalışımızsa, bizleri birleştirecek olan da yine insan safında en ön sırada duruşumuz olacağına inanıyorum.Nefret ekilen hiçbir yolun muzaffer olamayacağını bilmek için henüz geç değil o sebeple nefret nazarlarımızı kaldırıp merhamet nazarıyla bakılmasını arzu ediyorum.Anlayıştan uzak,insanlıktan uzak her tutum için Rabbim bizleri affetsin..Amin.

K.Saat


2 yorum:

Ordamyüsün günlüğü dedi ki...

Amin.. Maşallah bahar iyi gelmiş.
Selamlarımla.

23 Nisan 2011 13:47
K . Saat dedi ki...

Vealeykümselam, baharı getirdik zorla.. (:

23 Nisan 2011 14:00

Yorum Gönder

Yorumunuzu esirgemediğiniz için teşekkürler... (:

 

2009 ·Ruz-i Ceza by Keziban Saat, Free Blogger Templates