...Hazan Makamı...

...Hazan Makamı...
Şüphesiz şiirin bir kısmında hikmet vardır.

...Fikir Sancısı...

...Fikir Sancısı...
Duyun bir yerlerde biri sözlerle vurulmuş.

...Tavan Arası...

...Tavan Arası...
Yolu Dünyadan Geçen Her Kelimenin Mekanı.

...Kitaba Dair...

...Kitaba Dair...
Okumalarımdan Arda Kalan ve Kitaplara Dair Her Şey.

Ben Deli Değilim!

12 Mart 2010 Cuma

BEN DELİ DEĞİLİM

“Gerçeğin her zaman iki şahide ihtiyacı vardır.”
Devam ediyordu…

“Bir gerçeği sadece siz biliyorsanız size deli diyeceklerdir ama bir şeyi iki üç kişi bilince gerçek olur.”

Düşünmeme yetmişti bu, cümlenin sonuna doğru vurulmuştu, “Delisin sen!” cümlesinin en babayiğidi. Siz ne bilirsiniz ki diye ukalaca bir his savurdu benliğim, ayaklarımın dibine. Sen zelil bir yaratılmışsın benlik, hep orda kal diye savurdum uzatılan zakkum çiçeklerini…

Sonra devam etti cümle En’am Suresi 72. ayet “Allah’tan korkun ve ondan sakının!.” Ürperdim, şaşırdı kelam, şaşırdı cümlem. Şahit tutuyorum Rabbim her halime, her ahvalime, şahitsin ya, delice demeyecekler artık her haykırdığım gerçeğin cümlesine…Söylerim ama korkmazlar, bilirim ama sakınmazlar.

Biliyorlar ki yanılmışım ben yıllar önce, Hakka sırt döndüğüm kapının eşiğinde, beyaz bir gecede elhamdülillah demenin o eşsiz uhuvvetiyle. Yanlışlarımdan boşandım o gece, bir sana biat ettim,yıldızların gölgesinde.Gecenin peşi sıra gündüzlerime azaplar yağdı, güneşten bile daha sıcak.Delisin sen diye azarlandı payem. Sırt çevirsem tüm yaşanmışlıklara, tüm dünyaya, işte düşüncem bu diye haykırabilsem…Olmadı, anlaşılamadı, tek benim bildiğim gerçek yine kabul görmedi.

Ben koşmaya niyetliydim oysa ne zaman yürümeye kalksam tökezledim. Rüzgarlara anlatmaya kalksam, kasırgadan azar işittim,sulara çağlasam, dalgalara boyun eydim, dağlara anlattım bir ben gerçeği, hu diye sükut ettiler hep, gözüm görmese de ruhum işitti, bildirildim.

İtiraz ettim kabul görmüşlere, şahidim yoktu yine bir ben bildim ve zalimce düşüncemin ayaklarından vuruldum.Yürüyeceksin diye inlettiler yerle göğü, acımı duyuramadım, bana şahit olup şu sancıma sen çare olsan diyemedim, dili tutulmuş,divane dediler, oysa yüreğim lal olmuştu benim, yine söyleyemedim. Avare değilim, divane değilim, sadece şahit olun bana diyemedim.

Şahit aramaya çıktım yollara, gerçek bir hikâyeyi ispat etme çabasıyla, ateşlere yürüdüm deli cesaretiyle. Hak şahit, Hak gördü, Hak biliyor…Vazgeçmenin eşiğinde durdum.Yaralarımı sarmaya koyuldum ve ilk sevdamı işte böyle anlatmaktan yoruldum.

Gerçeği gerçek yapma ahmaklığı ile kahroldum. “Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah'ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz?”(Zariyat Suresi 21.ayet) O’nun varlığına O’nun delilleri şahitti ve buldum, işte benim şahitlerim…

Siz şimdi boşuna üzülüyorsunuz,gerçeklerinizi gerçek yapmak adına boş çaba sarf ediyorsunuz! İnanıyorsanız, yürüdüğünüz yolların, aklınıza misafir ettiğiniz düşüncelerin şahidi var. Gülüp geçtiğiniz o divanelerin bir şahidi var, Hak diye inlettiğiniz göklerin altında ardan uzak yaşadığınız günlerin artık iki şahidi var! Atalarınızla övündüğünüz, takvanızı dillendirdiğiniz ve arsız sözler sarf ettiğiniz dilinizin arsızlığına iki şahidiniz var!

İnandıramadığınız düşüncelerinize ağlamayın, kalbinize gelip dilinize uğramayan yanlışlarınıza yalan diye masallar anlatmayın.Sarf ettiğinizin sözleri inkar edince delilik bu diye karşınızdakini çaresiz bırakmayın.Unutmayın yerdeki ve gökteki şahitleri, unutmayın içinizde aleyhinize çalışan masum melekleri.

Kimse inanmasın şimdi bana, kimse kulak asmasın, gerçek değil söylediklerim ve gerçek değil düşlerim.Bırakın bir ben bileyim ve bir siz bilin ki BEN DELİ DEĞİLİM!.. Şahidim gökteki ay, şahidim tüm yıldızlar ve şahidim Hak! Siz sadece bilin, ben inanırım…


K.Saat



0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuzu esirgemediğiniz için teşekkürler... (:

 

2009 ·Ruz-i Ceza by Keziban Saat, Free Blogger Templates