Hepimiz, bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki, dostluğumuz ya da kardeşliğimizi hiç bir şey engellemiyormuş gibi görünür.. Bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar.. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam, "bu köprüyü geçip bana gelir misin?" işte o anda artık bunu istemeyiverirsin..Sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın.. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer.. Bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde.. Ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız.. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığamayacak kadar büyüyüverir gözünde.. Yutkunur ve şaşar kalırsın...
Dr. Irvin Yalom / Nietzsche Ağladığında
6 yorum:
Nerelerdesiniz, gözlerimiz dizelerinizi, kelamınızı aradı haftalardır... Selamet ve dua ile...
28 Temmuz 2010 22:24Vealeykümselam...
29 Temmuz 2010 01:35Dinlenmem gerekiyordu biraz ama bende çok özledim sizleri...
Rabbim ayırmasın bir daha bu kadar uzun...
Teşekkürlerim ile, yine de özlemek usanmaktan iyidir..
dostluğun yahut köprüden geçmek zorunda olayacaklar için alegorik bir edebi metin.velhasıl haletiyi ruhiye ye bam teli etkisi yaptığından ayaklarımız köprünün sivri yanına değdi ve kanıyor.kanamalı da kanamalı ki anlamalı idrak etmeli yürek , en gösterişli şaşaalı dalgalardan sonra koca bir hezimet ruhu ikiye bölmei köprüden önce ve sonra...tez elden köprüyü atmalı zira köprü duyguların intihar ettiği yer...
13 Ağustos 2010 09:56:)Karar vermemiz gereken tek şey köprüden geçmek isteyip istemediğimizdir, bir anlık bir düşüncenin iyi kötü yansıması...
13 Ağustos 2010 11:41iş köprüye dayanmışsa ahval kötü :)
13 Ağustos 2010 15:05gelmemeli köprüye mesel neysee :)
:) Geçen her anda insan bir karar aşamasında zaten, aldığı her karar ister istemez bir köprünün geçiş bileti...
13 Ağustos 2010 15:08Yorum Gönder
Yorumunuzu esirgemediğiniz için teşekkürler... (: